Görmek İçin Bilmek Gerek

Asrevya

Paylaşımcı Üye
Katılım
30 Eyl 2023
Mesajlar
1,532
Tepki
43
El Mütekebbir…

Büyüklüğün kemalinde her şeyden yüce her kötülükten münezzehkullarına zulmetmekten beri her şeyde her işte ve hadisede aklın ve vehmin anlayış kabiliyetinin çok üstünde olan azamet ve yüceliğini gösteren…

Cenab-ı Hak yarattığı her bir varlıkla bütün bir kainat ve içindekiler ile gönderdiği peygamberleri ve kitapları ile varlığını birliğini ve yüceliğini en etkili şekilde anlatmaktadır. Yüce ve son hak kitap olan Kuran-ı Kerimde Cenab-ı Hak kulları ile adeta konuşmaktadır. Birbirinden güzel ve engin manalar taşıyan isimleri ile de kendisini kullarına en doğru şekilde tanıtmaktadır.

İnsanoğlu varlığını bildiğini gözleri ile de görmek ister. Hz Musa Peygamber Tur-u Sina dağında Allah (c.c) ile konuştuğu halde konuşmak ile yetinmemiş O’nu görmeyi çok arzulamış ve bu arzusunu da dile getirmişti. Cenab-ı Hak bu istek üzerine dağa tecelli etmiş ve dağ şiddetle sarsılmıştı. Buna tanık olan Hz. Musa kendinden geçmişti ve ayıldığı zaman dünyada iken ve başlarımız üzerinde taşıdığımız gözler ile Allah’ı göremeyeceğimizi anlamıştı.

Mümin bir kul ancak kalp gözü ile maneviyat ile Allah’ı görebilir onun varlığını temaşa edebilir. Yaratılmışlara bakarak her birinde Allah’ın varlığını hissedebilir.

Hikaye edilir ki: “Bir gün bir adam ellerini açıp yalvarmış: "Allah’ım! Konuş benimle!" Tam o sırada bir çayırkuşu adamın bahçesinde en son şarkısını söylüyormuş. Ama adam çayırkuşuna hiç kulak vermeyerek yakarmaya devam etmiş:

"Allah’ım! Konuş benimle!"
Az sonra hava aniden kapanmış gök gürültüsü ve şimşekle birlikte kuvvetli bir yağmur başlamış. Fakat adam bunlara hiç aldırış etmeyerek yakarmaya devam etmiş:
"Allah’ım! Seni görmeme izin ver!" O böyle yalvarırken sağanak yağmur sona ermiş ve güneş bütün ihtişamıyla ışıklarını adamın evine kadar taşımaya başlamış. Fakat adam bu manzaraya aldırış bile etmemiş. Her gün gördüğü bir şeymiş bu? Yalvarmaya devam etmiş adam:
"Bana bir mucize göster Allah’ım!" Böyle yalvarırken yakınlardaki evlerden birinden yeni doğmuş bir bebeğin ağlayışları geliyormuş kulağına ama o bunu da fark etmemiş. Üzüntüsünden ağlamışağlamış...
" Cevap ver bana Allah’ım! Burada olduğunu bilmemi sağla!" Tam o an bir kelebek gelip adamın koluna konmuş. Ama görmemekteduymamakta ve bilmemekte ısrar eden adam öbür eliyle kelebeği iteleyip kovmuş.
Sonra da:"Allah’ım!" Neden neden bana bir cevap vermiyorsun?"diye ağlayıp yakınmaya devam etmiş...”

Görmek için bakmak gerek duymak için dinlemek gerek ve bilmek içinde her bir varlığın hikmetini öğrenip onlara farklı bir gözle bakmak gerek.

Mekandan münezzeh Cenab-ı Hak muhtaç kullarının gönlündedir. Aciz ve mazlumların yanındadır. İnanan müminlerin kalbindedir. İhtiyaç sahibi olanların dualarındadır.

“Beni ne yerim içine aldı ne göğüm lakin mümin bir kulumun kalbi Beni içine alır!”(1) Buyuran Yüce Allah kendisini şirksiz seven her gönüldedir! Büyüklük ve ululuk budur işte!

El Mütekebbirdir O!

Onu görmek isteyen bir muhtacı sevindirmeli hasta olanı ziyaret etmeli yoksula yedirmeli fakiri giydirmeli susuz olana bir yudum bile olsa su içirmeli ki; Hz. Musa’nın Tur dağında Allah (c.c) ile buluşması gibi gönlü Allah (c.c) ile buluşsun.

Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerimde “ Yoksula yetime ve esire kendilerinin arzu ve ihtiyaçları varken seve seve yemek yedirirler.” (2) buyurarak sevdiklerini sevene rızalığını anlatır.

Görmek için önce bilmek gerek…
Görmek için ta yürekten ve şirksiz sevmek gerek….
Allah’ım bizleri yarattığın her zerrede seni gören kullarından eyle!
Amin…

(1) Acluni Kefu’l Hafa 11 195; İmam Rabbani Mektuba-ı Rabbani 287.Mektup
(2) İnsan suresi (76)8

EYLÜL BAŞAK
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

Benzer konular

Üst