Asrevya
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 30 Eyl 2023
- Mesajlar
- 1,532
- Tepki
- 43
Ebu Ali Cürcani “rahime-hullahü teâlâ” hazretlerine, bir gün;
- Efendim, insan kabre girince, hâli nasıl olur? diye sordular.
Şöyle anlattı:
Bir kimse vefat edince, onun için değişik bir hayat başlar.
Defin bitip, cemaat dağılırken, gidenlerin ayak seslerini işitir.
Mezarında yalnız başına kalır.
Amellerinden başka kimse olmaz yanında.
O esnada mezarı seslenir ona.
Der ki:
- Ey Âdemoğlu! Nihayet içime girdin. Buranın nasıl bir yer olduğunu biliyor muydun? Yoksa öğrenmek lüzumunu hissetmedin mi? İşte görüyorsun ki, burası hem dardır, hem de karanlık. Hem olmaz bu yerde ne yatak, ne de yastık.
Şöyle devam eder:
- Üstümde, çok günahlar işledin de tövbe etmedinse, şimdi benim içimde azabtan kurtulamazsın. Eğer hazırlıksız geldinse, seni bu azaplardan ne malın kurtarabilir, ne de paraların.
Menkıbeler
Abdüllatif Uyan
- Efendim, insan kabre girince, hâli nasıl olur? diye sordular.
Şöyle anlattı:
Bir kimse vefat edince, onun için değişik bir hayat başlar.
Defin bitip, cemaat dağılırken, gidenlerin ayak seslerini işitir.
Mezarında yalnız başına kalır.
Amellerinden başka kimse olmaz yanında.
O esnada mezarı seslenir ona.
Der ki:
- Ey Âdemoğlu! Nihayet içime girdin. Buranın nasıl bir yer olduğunu biliyor muydun? Yoksa öğrenmek lüzumunu hissetmedin mi? İşte görüyorsun ki, burası hem dardır, hem de karanlık. Hem olmaz bu yerde ne yatak, ne de yastık.
Şöyle devam eder:
- Üstümde, çok günahlar işledin de tövbe etmedinse, şimdi benim içimde azabtan kurtulamazsın. Eğer hazırlıksız geldinse, seni bu azaplardan ne malın kurtarabilir, ne de paraların.
Menkıbeler
Abdüllatif Uyan