anqeL
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 28 Eyl 2023
- Mesajlar
- 1,087
- Tepki
- 86
Hubris sendromu, bir diğer adıyla kibir sendromu, “tanrısal ego” olarak da bilinir. Özellikle; cumhurbaşkanlarında, başbakanlarda, diğer siyasi liderlerde, CEO’larda, yöneticilerde, yargıçlarda hubris sendromunun görülme olasılığı yüksektir çünkü güç konumunda yer alırlar.
Hubris sendromu; güçlü bir konumda olan birinin, kendisi ve yetenekleri hakkında büyütülmüş ve süslenmiş bir görüş geliştirmesidir. Bu bağlamda kibir, abartılı gurur ve öz güvenin ortaya çıkmasına şaşırmamak gerek.
Hatta, bu sendroma sahip kişiler kendi hatalarını ve eksiklerini asla göremezler, hiç yanlış yapamayacaklarına inanırlar ve gerçeklikten bağları kopabilir. Okudukça aklınızda bazı ünlülerin ve çeşitli politikacıların canlanması mümkün olan bu sendroma daha yakından bakalım.
WERBUNG
Kişi eğer, psikolojik tanı kitabında yer alan aşağıdaki belirtilerden en az 3 tanesini deneyimliyorsa, Hubris sendromuna sahip demektir:
Hubris sendromu; güçlü bir konumda olan birinin, kendisi ve yetenekleri hakkında büyütülmüş ve süslenmiş bir görüş geliştirmesidir. Bu bağlamda kibir, abartılı gurur ve öz güvenin ortaya çıkmasına şaşırmamak gerek.
Hatta, bu sendroma sahip kişiler kendi hatalarını ve eksiklerini asla göremezler, hiç yanlış yapamayacaklarına inanırlar ve gerçeklikten bağları kopabilir. Okudukça aklınızda bazı ünlülerin ve çeşitli politikacıların canlanması mümkün olan bu sendroma daha yakından bakalım.
WERBUNG
Kişi eğer, psikolojik tanı kitabında yer alan aşağıdaki belirtilerden en az 3 tanesini deneyimliyorsa, Hubris sendromuna sahip demektir:
- Kendi dünyalarını güç uygulamak ve zafer kazanmak için bir arena olarak görürler.
- Kişisel imajını geliştirmesi muhtemel görünen eylemlerde bulunurlar.
- Görüntüleri ve ifadeleriyle ilgili orantısız bir kaygı içindedirler.
- Mevcut faaliyetleri hakkında konuşurken adeta bir mesih gibi davranırlar.
- Kendi bakış açısını ve çıkarlarını uluslarıyla bir tutarlar.
- Kraliyet asilzadesine özgü "biz" adılını kullanmaya eğilimlidirler.
- Kendi yargılarına aşırı güvenirler ve başkalarınınkini hor görürler.
- Meslektaşlarına veya kamuoyuna değil, yalnızca tanrıya hesap verebileceklerini düşünürler.
- Bu üst irade tarafından yargılandıklarında kesinlikle haklı olacaklarını düşünürler.
- Gerçeklikle bağları kopmuştur.
- Huzursuz, umursamaz ve vesveseli eylemler sergilerler.
- Uygulamalarını ahlak ve dürüstlük hakkında geniş tasavvurlara dayandırırlar.
- İşlerin ters gidebileceğinden yoksun bir aşırı öz güven sonucu uygunsuz politikalar oluştururlar.