Asrevya
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 30 Eyl 2023
- Mesajlar
- 1,532
- Tepki
- 43
Too ve Enough kelimelerinin genel kullanımlarını çalışacağımız bu bölümde yeter ve olumsuz anlamda çok kelimelerinin nasıl kullanılacağını göreceksiniz. Buna ek olarak bu iki kelime ile oluşturulan bazı deyimleri öğreneceksiniz.
* Enough sıfatlardan veya zarflardan sonra gelir.
The tea wasn’t hot enough. - Çay yeterince sıcak değil.
They worked hard enough to get an A on the test.- Testte A almak için yeterince çok çalıştılar.
My brother is enough clever to solve this. – Kardeşim bu problemi çözebilecek kadar zeki.
* Aynı zamanda enough isimlerden önce de kullanılır.
I don’t have enough money. – Yeterince param yok.
There is enough paper. – Yeterince kağıt var.
* Enough kendi başına da kullanılır.
We need twenty chairs. Is there enough? – 20 sandalyeye ihtiyacımız var. Yeterince var mı?
Enough said – Anladım.
Enough said. You are not coming to the party. – Anladım. Partiye gelmiyorsun.
That’s enough. –Yeter.
That’s enough.Thank you. – Yeter. Teşekkür ederim.
Enough is enough. – yeter yeter demektir. (yapmaya devam ettiğin işi bırak)
I don’t want to tell it again, stop laughing. Enough is enough. – Tekrar söylemek istemiyorum, gülmeyi bırak. Yeter.
* Too sıfatlardan ve isimlerden önce genellikle olumsuz çok anlamında kullanılır.
These are too difficult. – Bunlar çok zor.
She is too fat. – Çok şişman.
We are too busy to listen to you. – Sizi dinleyemeyecek kadar meşgulüz.
* Too aynı zamanda -de, -da olarak da kullanılır.
She wants to go too! – O da gitmek istiyor.
They were in the restaurant too! – Onlar da lokantadalar.
Go too far. – haddini aşmak, fazla ileri gitmek
You have gone too far. – Fazla ileri gittin.
None too something. – çok değil.
The carpets are none too clean. – Halılar çok temiz değil.
Too much of a good thing. – Haddinden fazla iyi şey, bu kadarı da fazla
They have offered too much of a good thing. – Haddinden fazla iyi şey önerdiler.
* Enough sıfatlardan veya zarflardan sonra gelir.
The tea wasn’t hot enough. - Çay yeterince sıcak değil.
They worked hard enough to get an A on the test.- Testte A almak için yeterince çok çalıştılar.
My brother is enough clever to solve this. – Kardeşim bu problemi çözebilecek kadar zeki.
* Aynı zamanda enough isimlerden önce de kullanılır.
I don’t have enough money. – Yeterince param yok.
There is enough paper. – Yeterince kağıt var.
* Enough kendi başına da kullanılır.
We need twenty chairs. Is there enough? – 20 sandalyeye ihtiyacımız var. Yeterince var mı?
Enough said – Anladım.
Enough said. You are not coming to the party. – Anladım. Partiye gelmiyorsun.
That’s enough. –Yeter.
That’s enough.Thank you. – Yeter. Teşekkür ederim.
Enough is enough. – yeter yeter demektir. (yapmaya devam ettiğin işi bırak)
I don’t want to tell it again, stop laughing. Enough is enough. – Tekrar söylemek istemiyorum, gülmeyi bırak. Yeter.
* Too sıfatlardan ve isimlerden önce genellikle olumsuz çok anlamında kullanılır.
These are too difficult. – Bunlar çok zor.
She is too fat. – Çok şişman.
We are too busy to listen to you. – Sizi dinleyemeyecek kadar meşgulüz.
* Too aynı zamanda -de, -da olarak da kullanılır.
She wants to go too! – O da gitmek istiyor.
They were in the restaurant too! – Onlar da lokantadalar.
Go too far. – haddini aşmak, fazla ileri gitmek
You have gone too far. – Fazla ileri gittin.
None too something. – çok değil.
The carpets are none too clean. – Halılar çok temiz değil.
Too much of a good thing. – Haddinden fazla iyi şey, bu kadarı da fazla
They have offered too much of a good thing. – Haddinden fazla iyi şey önerdiler.