anqeL
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 28 Eyl 2023
- Mesajlar
- 1,087
- Tepki
- 86
Özellikle yalnız başına dışarı çıkmak korkusu olarak nitelenen ruhsal çöküntü ve güçsüzlük yaratıcı,nispeten çok rastlanan bir bozukluktur. Agorafobi genellikle buluğ çağında ve en çok 15-35 yaşları arasında başlayıp,erkeklerden çok,kadınlarda belirir. Bilinen bir tek basit nedeni yoktur. Çocukluktaki travmatik olaylardan ziyade,stress yaratan olaylar ve nörotik kişiliğin etken olması ihtimali yüksektir. Bununla birlikte,çocukluktaki ayrılma olayları sonucunda ortaya çıkan bağımlılık (dependence) durumları ve genç kadın hastalarda görülen cinsel anksieteler de sık rastlanılan nedenlerdir. Bu sendrom birkaç hafta veya ay,yahut da daha yavaş olarak birkaç yıl süresince gelişebilir. Çoğunlukla yıllarca sürmesine rağmen,bazan kendiliğinden geçiverir,bazan da nüksederek seyreder. Fobilerin şiddeti,bazan ortamsal stress'ler ve ruhsal değişimlere bağlı olarak,fakat önceden kestirilemeyen bir biçimde, iniş çıkışlar gösterir. Gene de,fobi kronikleştikçe kaçınma davranışı belli bir tablo gösterebilmektedir. Serbest anksiete,panik nöbetleri ve depresyon gibi başka nörotik semptomlar da bu fobiyle ilgili olabilmektedir. Fobi semptomları genellikle depresyon dönemlerinde kötüleşmektedir.
Bu fobinin kontrolü çok yönlüdür. Eğer depresyon,panik ve sitüasyonel olmayan anksiete belirginse,antidepresanlar ve anksiolitik ilaçlar faydalıdır. Hattâ depresyonun belirgin olmadığı durumlarda bile bu ilaçları denemek yarar sağlayabilir. Davranış terapisi (bkz.) Teknikleri, çoğu zaman hastaların korktukları durumları daha rahat karşılamalarına yardımcı olur ve muhtemelen hafif vakalarda veya kaçınma davranışının şiddetli fakat depresyonun hafif olduğu durumlarda en iyi sonucu verir. Uzun bir hastalık döneminden sonra,hastanın kişisel,sosyal veya aile sorunlarını çözümlemesinde onu desteklemek için psikoterapötik ve sosyal bir çalışma gerekebilir. (bkz. Fobi)
Bu fobinin kontrolü çok yönlüdür. Eğer depresyon,panik ve sitüasyonel olmayan anksiete belirginse,antidepresanlar ve anksiolitik ilaçlar faydalıdır. Hattâ depresyonun belirgin olmadığı durumlarda bile bu ilaçları denemek yarar sağlayabilir. Davranış terapisi (bkz.) Teknikleri, çoğu zaman hastaların korktukları durumları daha rahat karşılamalarına yardımcı olur ve muhtemelen hafif vakalarda veya kaçınma davranışının şiddetli fakat depresyonun hafif olduğu durumlarda en iyi sonucu verir. Uzun bir hastalık döneminden sonra,hastanın kişisel,sosyal veya aile sorunlarını çözümlemesinde onu desteklemek için psikoterapötik ve sosyal bir çalışma gerekebilir. (bkz. Fobi)