Asrevya
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 30 Eyl 2023
- Mesajlar
- 1,532
- Tepki
- 43
1935 - Atatürk'ün, Fevzipaşa Diyarbakır demiryolu hattının açılışı nedeniyle Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya'nın vatandaşların gösteri ve sevgilerini bildiren telgrafına cevabı: "Yurdumuzun demir ağlarla örülmesi sahasında kazanılan bu yeni başarı, güven ve genliğimizi artıracaktır. Bu yolda başarıların devamını dilerim."
1934 - Mustafa Kemal'e "ATATÜRK" Soyadı'nın verilişi.
Mustafa Kemal Paşa'ya "ATATÜRK" soyadı verilmesi hakkındaki kanun kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Meclisten çıkan kanunla "ATATÜRK" soyadını aldı.
TBMM'de İsmet Paşa ve arkadaşlarının verdiği bir kanun teklifiyle Mustafa Kemal Paşa'ya "ATATÜRK" soyadı verilmesi istendi.
Tek maddelik kanun teklifi oybirliğiyle kabul edildi.
Kendisine "Atatürk" soyadı verildiğine dair Kanun'un Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabulü: "'Kemal' özadlı Cumhurbaşkanımıza 'Atatürk' soyadı verilmiştir."
MUSTAFA KEMAL’E ‘ATATÜRK’ SOYADI
21 Haziran 1934’te çıkarılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile her vatandaşın öz adından başka bir de, soyadı taşıması zorunlu kılındı. Soyadları Türkçe olacaktı. Rütbe, memurluk, yabancı ırk ve millet adları ile ahlaka aykırı ve gülünç kelimeler soyadı olarak kullanılmayacaktı. Soyadı kanununun kabulünden sonra 24 Kasım 1934 yılında 2258 Sayılı Kanunla, TBMM Türk milletinin bir şükran ifadesi olarak, Gazi Mustafa Kemal Paşaya Atatürk soyadını verdi. 1934 yılında çıkarılan diğer bir kanunla da; “Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Paşa” gibi, eski toplum zümrelerini belirten unvanlar kaldırıldı. Aynı kanunla yurt savunmasında, Milli Mücadelede gösterilen başarılar karşılığı verilen madalyalar dışında, eski Osmanlı idarecilerinin verdiği tüm nişan ve rütbeleri taşımak da yasaklandı.
1930 - Atatürk'ün, Samsun'dan Çarşamba'ya gidişi, ilçede ziyaret ve incelemeleri, Türkocağı hatıra defterine yazdıkları: "Çarşamba Türkocağı'nda tanıdığım gençlik iftihara lâyıktır."
Atatürk'ün, akşam Çarşamba'dan Samsun'a dönüşü.
1929 - Atatürk'ün, Milli Savunma Bakanlığını ziyareti.
Atatürk'ün, Ankara'da yapılmakta olan Türkocagı Merkez Binası'nda incelemelerde bulunması.
1927 - Ankara'da, Ulus Meydanı'ndaki Zafer Anıtı'nın açılışı.
1925 - Erzurum'da da şapka devrimine karşı gösteriler yapıldı. Olaylardan sonra tutuklananlardan 13 kişi idama mahkum oldu. Erzurum'da bir ay sıkıyönetim ilan edildi.
1924 - Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber, İsmet (İnönü) ailesini ziyaret ederek İnönü'nün kayınvaldesinin ölümü nedeniyle başsağlığı dileklerini iletmeleri.
1921 - Fransızlar Çukurova'yı boşaltmaya başladı.
1920 - Çerkez Ethem'in kardeşi Tevfik'in Eskişehir'den Batı cephesi komutanlığına telgrafı: "Seyyar kuvvetler, ne bir tümen ne de muntazam bir kuvvet haline çevrilemez. Bendeniz bir daha bunun dışında bir işi kabul edemem."
1919 - Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk örgütüne ve komutanlara, millî örgütün mahalle ve köylere kadar yayılmasını isteyen telgrafı "...Bu pek hayatî ve mühim meseleye ivedi çare bulmak, vatanın geleceğiyle ilgili olan millî örgütü, sağlam esasa dayandırmak amacıyla kolordu ve tümen komutanlarının ve askerlik dairesi başkanlarının bu mukaddes vazife ile doğrudan meşgul olmaları, bu yolda temasta bulundukları başkanlar ve mülkiye memurlarının vatansever yardımlarından azamî istifade etmeleri gereği, karar altına alınmıştır."
Atatürk'ün, Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya yazısı: "...Kuva-yi Milliye direnmesinin esası paraya bağlı olduğundan, Amasya'da Salih Paşa ile de görüşüldüğü üzere, Donanma Cemiyeti'nin 400.000 lirasının bu cepheye -Aydın cephesine- ayrılması zorunludur."
Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın, milli örgütün bazı istek ve önerileri nedeniyle Atatürk'e telgrafı: "...gibi olaylar hükümete karışmaktan başka anlam taşımaz. Milletin iç işleri ve siyasî işleri kesinlikle ortaklık kabul etmez."
Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın, Atatürk'ün 16 Kasım 1919 tarihli yazısına cevabı: "...Nezaret, Kuva-yi Milliye'ye giydirme, donatım, silâh gibi elinden gelen her türlü yardımı yapıyor ve yapacaktır."
1916 - Atatürk'ün, 23. Alay'ın 2. Tabur'unu denetlemesi, tabura bir tatbikat yaptırılması.
1908 -1918
Atatürk, 1924’te Ankara’da toplanan Muallimler Birliği Kongresi’ne katılan üyelere, yeni Türkiye’nin biçimlenmesinde ve yeni nesillerin yetiştirilmesinde en önemli görevin öğretmenlere düştüğünü aşağıdaki sözlerle açıklamıştır :
“Muallimler,
Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr muallim ve mürebbileri, sizler yetiştireceksiniz. Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip (orantılı) bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu evsâf ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. Mümtaz vazifenizin ifasına âli himmetlerle hasr-ı mevcudiyet edeceğinize asla şüphe etmem.”
İlk öğretmen örgütü Encümen-i Muallim (Öğretmen Meclisi) 1908'de kuruldu.
1934 - Mustafa Kemal'e "ATATÜRK" Soyadı'nın verilişi.
Mustafa Kemal Paşa'ya "ATATÜRK" soyadı verilmesi hakkındaki kanun kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Meclisten çıkan kanunla "ATATÜRK" soyadını aldı.
TBMM'de İsmet Paşa ve arkadaşlarının verdiği bir kanun teklifiyle Mustafa Kemal Paşa'ya "ATATÜRK" soyadı verilmesi istendi.
Tek maddelik kanun teklifi oybirliğiyle kabul edildi.
Kendisine "Atatürk" soyadı verildiğine dair Kanun'un Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabulü: "'Kemal' özadlı Cumhurbaşkanımıza 'Atatürk' soyadı verilmiştir."
MUSTAFA KEMAL’E ‘ATATÜRK’ SOYADI
21 Haziran 1934’te çıkarılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile her vatandaşın öz adından başka bir de, soyadı taşıması zorunlu kılındı. Soyadları Türkçe olacaktı. Rütbe, memurluk, yabancı ırk ve millet adları ile ahlaka aykırı ve gülünç kelimeler soyadı olarak kullanılmayacaktı. Soyadı kanununun kabulünden sonra 24 Kasım 1934 yılında 2258 Sayılı Kanunla, TBMM Türk milletinin bir şükran ifadesi olarak, Gazi Mustafa Kemal Paşaya Atatürk soyadını verdi. 1934 yılında çıkarılan diğer bir kanunla da; “Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Paşa” gibi, eski toplum zümrelerini belirten unvanlar kaldırıldı. Aynı kanunla yurt savunmasında, Milli Mücadelede gösterilen başarılar karşılığı verilen madalyalar dışında, eski Osmanlı idarecilerinin verdiği tüm nişan ve rütbeleri taşımak da yasaklandı.
1930 - Atatürk'ün, Samsun'dan Çarşamba'ya gidişi, ilçede ziyaret ve incelemeleri, Türkocağı hatıra defterine yazdıkları: "Çarşamba Türkocağı'nda tanıdığım gençlik iftihara lâyıktır."
Atatürk'ün, akşam Çarşamba'dan Samsun'a dönüşü.
1929 - Atatürk'ün, Milli Savunma Bakanlığını ziyareti.
Atatürk'ün, Ankara'da yapılmakta olan Türkocagı Merkez Binası'nda incelemelerde bulunması.
1927 - Ankara'da, Ulus Meydanı'ndaki Zafer Anıtı'nın açılışı.
1925 - Erzurum'da da şapka devrimine karşı gösteriler yapıldı. Olaylardan sonra tutuklananlardan 13 kişi idama mahkum oldu. Erzurum'da bir ay sıkıyönetim ilan edildi.
1924 - Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber, İsmet (İnönü) ailesini ziyaret ederek İnönü'nün kayınvaldesinin ölümü nedeniyle başsağlığı dileklerini iletmeleri.
1921 - Fransızlar Çukurova'yı boşaltmaya başladı.
1920 - Çerkez Ethem'in kardeşi Tevfik'in Eskişehir'den Batı cephesi komutanlığına telgrafı: "Seyyar kuvvetler, ne bir tümen ne de muntazam bir kuvvet haline çevrilemez. Bendeniz bir daha bunun dışında bir işi kabul edemem."
1919 - Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk örgütüne ve komutanlara, millî örgütün mahalle ve köylere kadar yayılmasını isteyen telgrafı "...Bu pek hayatî ve mühim meseleye ivedi çare bulmak, vatanın geleceğiyle ilgili olan millî örgütü, sağlam esasa dayandırmak amacıyla kolordu ve tümen komutanlarının ve askerlik dairesi başkanlarının bu mukaddes vazife ile doğrudan meşgul olmaları, bu yolda temasta bulundukları başkanlar ve mülkiye memurlarının vatansever yardımlarından azamî istifade etmeleri gereği, karar altına alınmıştır."
Atatürk'ün, Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya yazısı: "...Kuva-yi Milliye direnmesinin esası paraya bağlı olduğundan, Amasya'da Salih Paşa ile de görüşüldüğü üzere, Donanma Cemiyeti'nin 400.000 lirasının bu cepheye -Aydın cephesine- ayrılması zorunludur."
Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın, milli örgütün bazı istek ve önerileri nedeniyle Atatürk'e telgrafı: "...gibi olaylar hükümete karışmaktan başka anlam taşımaz. Milletin iç işleri ve siyasî işleri kesinlikle ortaklık kabul etmez."
Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın, Atatürk'ün 16 Kasım 1919 tarihli yazısına cevabı: "...Nezaret, Kuva-yi Milliye'ye giydirme, donatım, silâh gibi elinden gelen her türlü yardımı yapıyor ve yapacaktır."
1916 - Atatürk'ün, 23. Alay'ın 2. Tabur'unu denetlemesi, tabura bir tatbikat yaptırılması.
1908 -1918
Atatürk, 1924’te Ankara’da toplanan Muallimler Birliği Kongresi’ne katılan üyelere, yeni Türkiye’nin biçimlenmesinde ve yeni nesillerin yetiştirilmesinde en önemli görevin öğretmenlere düştüğünü aşağıdaki sözlerle açıklamıştır :
“Muallimler,
Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr muallim ve mürebbileri, sizler yetiştireceksiniz. Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip (orantılı) bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu evsâf ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. Mümtaz vazifenizin ifasına âli himmetlerle hasr-ı mevcudiyet edeceğinize asla şüphe etmem.”
İlk öğretmen örgütü Encümen-i Muallim (Öğretmen Meclisi) 1908'de kuruldu.