Asrevya
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 30 Eyl 2023
- Mesajlar
- 1,532
- Tepki
- 43
Kâria, kapı çalan demektir ve kıyamet kasdedilmiştir. Kureyş sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 11 (onbir) âyettir. Bu sûrede, kıyametin kopuşunda meydana gelecek olaylardan ve insanın âkıbetinden söz edilmiştir.
الْقَارِعَةُ ﴿١﴾
1.El kâriatu.
Kâria.
مَا الْقَارِعَةُ ﴿٢﴾
2.Mâl kâriatu.
Kâria nedir?
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْقَارِعَةُ ﴿٣﴾
3.Ve mâ edrâke mâl kâriatu.
Kâria’nın ne olduğunu sana bildiren nedir?
يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ ﴿٤﴾
4.Yevme yekûnun nâsu kel ferâşil mebsûs(mebsûsi).
O gün insanlar dağılmış kelebekler gibi olurlar.
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنفُوشِ ﴿٥﴾
5.Ve tekûnul cibâlu kel ıhnil menfûş(menfuşi).
Ve dağlar (atılmış rengârenk yünler) gibi olur.
فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ ﴿٦﴾
6.Fe emmâ men sekulet mevâzînuhu.
Fakat, artık kimin tartıları ağır gelirse(pozitif dereceleri negatif derecelerinden daha çok olursa).
فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ ﴿٧﴾
7.Fe huve fî îşetin râdiyetin.
İşte o, razı olduğu bir yaşayış içindedir.
وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ ﴿٨﴾
8.Ve emmâ men haffet mevâzînuhu.
Ve amma, kimin tartıları hafif gelirse (pozitif dereceleri negatif derecelerinden daha az olursa).
فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ ﴿٩﴾
9.Fe ummuhu hâviyetun.
Artık onun anası (onu saracak olan), haviyedir (cehennem ateşidir).
وَمَا أَدْرَاكَ مَا هِيَهْ ﴿١٠﴾
10.Ve mâ edrâke mâ hiyeh.
Ve onun (haviyenin) ne olduğunu sana bildiren nedir?
نَارٌ حَامِيَةٌ ﴿١١﴾
11.Nârun hâmiyetun.
(O) kızgın, yakıcı bir ateştir.
الْقَارِعَةُ ﴿١﴾
1.El kâriatu.
Kâria.
مَا الْقَارِعَةُ ﴿٢﴾
2.Mâl kâriatu.
Kâria nedir?
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْقَارِعَةُ ﴿٣﴾
3.Ve mâ edrâke mâl kâriatu.
Kâria’nın ne olduğunu sana bildiren nedir?
يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ ﴿٤﴾
4.Yevme yekûnun nâsu kel ferâşil mebsûs(mebsûsi).
O gün insanlar dağılmış kelebekler gibi olurlar.
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنفُوشِ ﴿٥﴾
5.Ve tekûnul cibâlu kel ıhnil menfûş(menfuşi).
Ve dağlar (atılmış rengârenk yünler) gibi olur.
فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ ﴿٦﴾
6.Fe emmâ men sekulet mevâzînuhu.
Fakat, artık kimin tartıları ağır gelirse(pozitif dereceleri negatif derecelerinden daha çok olursa).
فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ ﴿٧﴾
7.Fe huve fî îşetin râdiyetin.
İşte o, razı olduğu bir yaşayış içindedir.
وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ ﴿٨﴾
8.Ve emmâ men haffet mevâzînuhu.
Ve amma, kimin tartıları hafif gelirse (pozitif dereceleri negatif derecelerinden daha az olursa).
فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ ﴿٩﴾
9.Fe ummuhu hâviyetun.
Artık onun anası (onu saracak olan), haviyedir (cehennem ateşidir).
وَمَا أَدْرَاكَ مَا هِيَهْ ﴿١٠﴾
10.Ve mâ edrâke mâ hiyeh.
Ve onun (haviyenin) ne olduğunu sana bildiren nedir?
نَارٌ حَامِيَةٌ ﴿١١﴾
11.Nârun hâmiyetun.
(O) kızgın, yakıcı bir ateştir.